1.BÖLÜM
HUN DİLİNDE DURUM VE İLGİ EKLERİ
1.1. DURUM ( HAL) EKLERİ
Çin yıllıklarında Türkler kendi
adlarıyla ilk kez VI. yüzyıl ortalarında anılırlar, aynı yıllıklarda Türklerin
Hunların ( Hsiungnu’ların) torunları oldukları belirtilir.
Çinliler ile Hunların yakın bir
hukuk içerisinde olduğundan, hiçbir olasılık güdülemeyeceği için Çin yıllıkları
kaynak gösterilerek Hunların eskicil bir Türk dili
( ilk Türkçe) konuştukları ileri sürülebilir. Hunların
konuştukları Türkçeden Çin yıllıkları referans alınarak bakıldığında, birçok
sözcük ve tümcenin varlığı görülmektedir. Bunların en dikkat çekenleri: “
king-lak” Hunların tören kılıcı anlamına gelen sözcüktür. Bu sözcük, 11. yüzyıl
eseri Divan-ı Lügat’ti Türk’te “kınrak” yani kasap bıçağı anlamına gelmekte
olup Uygurcada da “kinrak” büyük bıçak, satır anlamı taşıyarak aynı zamanda
Altaycada da “kınırak” iki yüzü keskin bıçak anlamını taşımaktadır.
Türkolog
Friedrich Hirth’e göre Hunca “King-lak” sözcüğü M.Ö. 1022 yıllarında kayda
geçen en eski sözcük olduğunu belirtilmektedir. Çin uygarlık bilimci Edwin G.
Pulleyblank’ın Çinceden çevirisi olan “ siu-keh thei-lei-kan bok-kuk giou-
thuk-tan” dizelerini Türkçe olarak çevirisi şöyle olabilir:
“süke
tılıkang / Bukuk-gu tutang” yani “(düşman) ordusuna karşı çıkın, Bukuk’u ( han)
tutsak alın.” Dizelerdeki sözcükleri
biçimbilimsel olarak irdelediğimizde şu şekil bir sonuç çıkmaktadır:
Sü-ke: ( -ke, -ü ekinin yerini
almıştır.) ordu ya da savaş anlamını taşımaktadır.
Tılık: Çıkmak anlamını taşıyan
bir eylemdir, ilk heyecindeki ünlü “-a” daralıp
“-ı” ünlüsüne dönüşmüştür, sözcük “ tal-ık” buyurma
eylemidir.
Bukuk-gu:
Bukuk, unvan adı olup sonundaki “-gu” eki bugünkü Türkçemizdeki
“-ı,-i,-u,-ü” belirtme durum ekidir.
T’uk-tang:
yani “tutun” sözcüğüdür, eski Türkçede “ tutun ya da tutan” olarak geçmektedir.
Sözcüğün bir buyruk eylemi olduğu görülür.
Bu dizelerde geçen “t’uk-tang” yani “tılıkan” ( ET
taşıkan, taşıkın) sözcüğü, Türkolog Gustaf John Ramstedt’e göre de Hunların bir
“-l” dili kullandıkları görülür[1]. Bu söz ve sözcüklerin
dışında Hunların dilinden Çin yıllıkları temel alınarak birden çok sözcük
yansımıştır.
Türkolog
Fuat Bozkurt’a göre bir Çin yıllığında geçen Hunlara gelin gelen bir Çin
prensesinin sadeleştirilmiş ağıtı:
Yurdumdan ayrıldım, kara bağlarım
Şimdi de Hunların çadırı yurdum
Ocağım kül oldu, ona ağlarım
Dünyaya gelmemiş olmak isterim
Yapağı eğirir, keçe giyerler
Gözüme bet gelir, gönlüme kötü
Koyunun o kokmuş etini yerler
Davulu her gece durmaz döverler
Dönerler ta güneş doğana kadar
Fırtına bozkırda gök gibi gürler
Yolları toz duman boğana kadar[2].
1.2. İLGİ EKLERİ
Nesnelce bakıldığında Türkçenin
Hun evresinden günümüze yansıyan söz ve sözcüklerin arasında, herhangi bir ilgi
eki örneği şu anda görülmemiştir.
2. BÖLÜM
KÖKTÜRK TÜRKÇESİNDE DURUM VE İLGİ EKLERİ
2.1. DURUM ( HAL ) EKLERİ
Köktürkçede adların bulunma, ayrılma, belirtme
gibi durumlarını gösteren belli başlı sekiz tane durum vardır. Türkiye
Türkçesinde kullanılan “-da” bulunma, “-dan dan” ayrılma durumu, Köktürkçede
bulunma durumuyla karşımıza çıkar. Durum ekler şunlardır:
2.1.1. Yalın Durum: Herhangi bir ek
almamış ad kök ve gövdeleridir. “kagan”
( kağan), “bunsuz” ( sıkıntısız). Yine tümce olarak
örneklendirirsek;
Ol törödä üzä eçim kagan
olortı. “ O töre gereğince amcam kağan olarak tahta oturdu.” ( KT D 16, BK D 14
) dikkat edilirse
“kagan” sözcüğü, hiçbir ek almadan, Türkiye Türkçesinde de olduğu gibi
belirtisiz nesne olarak tümce içinde yer almıştır[3].
2.1.2. Belirtme (Yükleme) Durumu:
Eylemin etkisi altında kalan bir adın içinde bulunduğu durumu karşılayan
belirtme durumu, iyelik eki almamış adlardan sonra “-(X)g”; iyelik eki almış
adlardan sonraysa “-(X) ñ” biçiminde gelir.
Örneğin: “ilig” ( devleti), “kanıñın” ( hanını)
2.1.3. Bulunma ve Ayrılma Durumu: Eylemdeki
oluş ve kılış yerini bildiren
“-da” ekidir. Köktürkçede ayrılma durumunu bildiren ayrı
bir ek yoktur. Bulunma durumu, ikisini de karşılamaktadır. Örnek: “teñride” (
gökte), “ébdé” (evde) “kagantan”
( kağandan), “uda” ( uykuda)
2.1.4. Yönelme Durumu:
Eylemdeki durumun yöneldiği adın içinde bulunduğu durumu göstermek için
kullanılan “-ka” ekidir. İyelik ekleri alan sözcüklerde bu ek
“-a”, “-ña” biçimlerindedir. Örnek: “taşka” ( taşa),
“batsıkıña” ( batısına)
2.1.5. Eşitlik Durumu: Eklendiği adı,
ilişkili olduğu bir durum, kavram veya kişi ile karşılaştırarak farklı
yönlerden eşitlik kuran durumdur. Köktürkçede eşitlik durumu, “gibi, kadar”
anlamlarını veren “-ça” eki ile karşılanmıştır. Örnek: “otça, borça” ( ateş
gibi, fırtına gibi)
2.1.6. Araç Durumu: Eklendiği ada “ile,
olarak” anlamı katan araç durumu,
“-(X)n” eki ile
karşılanmaktadır. Örnek: “ süçig sabın” ( tatlı sözlerle),
2.1.7. Yön Durumu: Belli bir yönü
göstermek üzere “ -garu, -ñaru, -ra, -ñaru” ekleri ile karşılanmaktadır. Örnek:
añaru ( ona doğru), “yokkaru” ( yukarı), “ilgerü”
( ileriye)
2.2. İLGİ EKLERİ
Üçüncü
tekil iyelik eki almış sözcükten önce, bu adı ilgi anlamıyla tamamlayan ektir.
Köktürkçede ünsüzle biten sözcüklere “-ıñ”, ünlü ile biten sözcüklere ise “-nıñ”
biçiminde gelmektedir. “begiñ” ( beyin), “bayırkunıñ” ( kavim adı) örneklerde
bu biçimde karşılaşılmaktadır[4]. Köktürkçeye kapsamlıca
bakıldığında, bilge Türkolog Willi Bang’in de bakış açısıyla, ilgi ve durum ekleriyle
aşağıdaki gibi karşılaşılmıştır:
İlgi durumu: anïñ < a-n-ïñ
Yönelme durumu: aña < a-n-qa
Yükleme ( belirtme) durumu: anï <
a-n-ï
“-ïñ” ekinin eski Türkçede ilgi durumu, “-ï ” ekinin ise
yükleme ( belirtme) durumunu belirlediği görülüyor, aynı durum kişi adıllarında
da görülmektedir:
Yalın durum: bän sän
İlgi durumu: bäniñ säniñ
Yükleme durumu: bäni säni
“Bän”
diğer lehçelerde “män” şekline dönüşmesine karşın, batı Türkçesinde değişmeden
kalmıştır[5]. ( Köktürkçede “män” son
sesin etkisi ile “-b < -m” olmuştur.)
3. BÖLÜM
UYGUR TÜRKÇESİNDE DURUM VE İLGİ
EKLERİ
3.1. DURUM ( HAL) EKLERİ
Uygurcada,
Köktürkçeden durum ekleri konusunda birtakım değişikliklerle karşılaşılmıştır,
bunlardan en dikkat çekeni, Uygurcada çıkma, ayrılma durum eklerinin varlığı
görülmüş olup belli başlı durum ekleri şunlardır:
3.1.1. Belirtme ( Yükleme) Durumu:
Yükleme durum eki Köktürkçede olduğu gibi Uygurcada da üç türlüdür: “-(X) g,
-nl, -n” ,fakat Köktürkçede işaret ve kişi adıllarından sonra “-nl”, iyelik eklerinden sonra “-n” diğer durumlarda
“-(X)g ekleri kullanılır ve bu düzen bozulmaz. Uygur metinlerinde de genellikle
bu düzen devam etmektedir. Bazen
“ -nl” ekinin
adıllar dışında kullanıldığı görülür.
Örnek: tenri-ni, etüzümüz-ni
( vücudumuzu)
3.1.2. Bulunma Durumu: Köktürkçede
bulunma durum eki “-da” aynı zamanda çıkma durumu için de kullanılır, Uygurcada
da bu görülmektedir, fakat çıkma durumuna özgü “-dın” eki de bulunmaktadır[6]. Örnek: kagan-da (
kağanda), yol-ta ( yolda)
3.1.3. Yönelme Durumu: Bu ek genelde “
-ka”, “-ke” ekleridir, ünlü ile biten sözcüklere bazen “-ya”, “- ye” biçiminde
gelindiği de görülür. İyelik eklerinden sonra
“-na”, “ –ne”
biçiminde de kullanılır.
3.1.4. Çıkma Durumu: Bu ek Uygurcada
“-tın” eki ile sağlanır. Bu kullanıl Köktürkçede çok ender görülür. Örnek:
kan-dın ( nereden, Köktürkçe), bulıt-tan ( bulut-tan, Uygurca)
3.1.5. Araç Durumu: Eski Türkçede çok
canlı olan ek “-n” burada da kendini gösterir. Örnek: “ok-u-n” ( okla),
“sab-ı-n” ( sözle)
3.1.6. Eşitlik Durumu: Eşitlik Durumu:
Ek “-ça”, “-çe” ekleridir. Dek, göre anlamı katar. Örnek: “tag-ça”, ( dağ
gibi), “öz-i-n-çe” ( özüne göre)
3.1.7. Yön Durumu: ekler “-garu, -gerü,
-karu, -kerü” ekleridir, kök olarak bu ekler “-ga,-ge,-ru,-rü” eklerin
birleşiminden oluşur[7]. Örnek: “kün-gerü” (
güneye doğru), “yok- karu” ( yukarı doğru)
Farklı
biçimde kullanımlar da vardır, bazen iyelik eklerinden sonra kullanım da olur.
Örnek: “eb-i-ñerü ( evine doğru), “yırı-ya” ( kuzeye doğru)
Köktürkçede
adıllarda durum ekleri üst üste gelmez, oysaki Uygurcada bu kullanımlar bazen
görülür[8]. Örnek: “bizine” ( bize),
“muntada” ( bundan)
3.2. İLGİ EKLERİ
Köktürkçede
ilgi durumu ünlülerden sonra “-ın”, ünsüzlerden sonra “-nın” biçiminde iken
Uygurcada hem ünlülerden sonra hem de ünsüzlerden sonra “-nın” biçimindedir.
Örnek: “ tenriler-nin” (tanrıların), “biligsiz-nin” ( bilgisizin), “ilig-nin”
( hakanın)
4. BÖLÜM
KARAHANLI TÜRKÇESİNDE DURUM VE İLGİ
EKLERİ
4.1. DURUM ( HAL) EKLERİ
4.1.1. Belirtme ( Yükleme) Durumu: Bu ek eski Türkçedeki geleneğini sürdürmüştür, ek “-g”
biçimindedir. Örnek: “söz-üg” ( sözü), “aş-ı-g” ( yemeği)
4.1.2. Bulunma Durumu:
Ekleri “-da,-de,-ta,-te” olup iyelik eklerinden sonra da “-nda,-nde” olarak da
kullanılır. Örnek: “Agır neñ üçün ornı ‘baş-ta’ erür.”
( Ağır nesne için yeri baştadır.)
4.1.3. Yönelme Durumu:
Genelde “-ga, -ne,-da” ekleri kullanılır. Örnek: “ Men evge bargılı men” ( Ben
eve gitmek üzereyim.), “ilig-ke” ( hana), Bazen de ekin farklı durum eklerini
karşıladığı görülür. Örnek: “közi yol-ka bol” ( gözü yolda olmak), bazen de
“-a,-e, -na, -ne” kullanılır: “Maña destur ber.” ( Bana izin ver.)
4.1.4. Çıkma
Durumu: Genelde üç biçimde görülür: “
–dın, -da, -dan” Örnek: “köz-din” (
gözden), “til-de” ( dilde)
4.1.5. Araç Durumu:
Bu ek “-n” biçimindedir. Karahanlıcada bu ek çok canlıdır. Örnek: “ küç-in-
tut” ( güçle tutmak), bazen de “-la, -le” eki görülür: “tün-le”
( geceleyin)
4.1.6. Eşitlik Durumu: Bu ek “-ça” eki
olarak görülür, gibi ve görelik anlamı katar. Örnek: “can-ça”, “tilek-çe” çok
nadir olarak da “-teg” eki görülür. “
kuş-teg”
( kuş gibi)
4.1.7. Yön Durumu: Bu ek çeşitli
biçimde görülür. “ -garu, -ru, -r” Örnek:
“ Kış yay-garu sövlenür” ( Kış bahara doğru fısıldıyor.)
“ be-rü” ( beri), adıllara da genelde “-r”
eki gelir. “a-n-a-r” ( ona doğru)[9].
4.2. İLGİ
EKLERİ
Bu
ek, “-nın, -g, -nl ve iyelik eklerinden sonra –n, -l” biçiminde görülür. Örnek:
“atanıñ” ( atanın), “başınnı” ( başını), “köz-in” ( gözün), “atım-ı” ( atımı),
“ajun-ug”
( dünyanın)[10]
5. BÖLÜM
ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNDE DURUM VE
İLGİ EKLERİ
5.1. DURUM ( HAL) EKLERİ
Bu
dönemden önceki Türk dilleri ile sonraki dönemler arası bir köprü dönemi olup
birtakım biçim değişikliği ile eski Anadolu Türkçesi varlığını sürdürmüştür.
5.1.1. Belirtme ( Yükleme) Durumu: Yükleme
durum eki “-g”nin eridiğini görüyoruz, bunun yerine, “g”den önceki düz ünlü
“g”nin yerini aldığını görüyoruz. Örnek: “atı” ( eski Türkçede atıg), “demüri”
( eski Türkçede temirig), bazen de yükleme durum eki “-ı” olunca ünlülerden
sonra yarımcı ünsüz “-y”ye gereksinim doğmuştur.
Örnek:
“kişiyi” ( eski Türkçede kişig)[11]. Bazen de üçüncü kişi
iyelik ekinden sonra “-n” yükleme durumunun kullanıldığını görüyoruz. Örneğin:
“ayağı-n” ( ayağını), “düşi-n” ( ruyasını)[12]
5.1.2. Bulunma Durumu: Bu ek “-da,-de”
eki ile anlatılır, Uygurcada kimileyin yönelme durumunun yerine bulunma durum
eki de kullanılır. Örnek: “ Çavuşı hisarıñ için-de kodı” ( Çavuşu hisarın içine
kodu.) Kimileyin bulunma durumu çıkma gibi kullanıldığı örnekler vardır. Örnek:
“Alnın-da bir öpdi.” ( Alnından bir öptü.)
5.1.3. Yönelme Durumu: Bu ek “-a,-e, ya
da “-ga,-ge” biçimi ile sağlanır.
Örnek: “ alur-ga” ( alırdı), “biz-ge” ( bize), Bazen de
yönelme durumu, çıkma durumu gibi kullanılır. Örnek: “ Başa geçmiş işler” (
Baş-tan geçmiş olaylar)
5.1.4.
Çıkma Durumu: Bu ek, günümüzde de olduğu gibi “-dan,-den” ekleri ile
sağlanır. Örnek: “Kiyamet-ten öndin” ( kıyametten önce), ancak Uygurcada çıkma
durumu “-de,-da” ekleri ile de sağlanır. “ añsuz-da” ( ansızın)
5.1.5. Araç Durumu: Bu anlatı, “-ın,
-in” eki ile sağlanır. Eski Anadolu Türkçesinde güçlü olup türlü biçimleri
vardır. “ dün-in” ( geceleyin), kimileyin de bu ek kaybolur yerini “-i,-e”den
ekleşen “-(l)la almıştır. Örnek: “suyıla” ( su ile), “toprağıla”
( toprağıyla)
5.1.6. Eşitlik Durumu: Günümüz Türkçesine göre
daha işlekçe kullanılmıştır,
eki “-ca,-çe”dir. Örnek: “ türki dil-ce” ( Türk diline
göre)
5.1.7. Yön Durumu: Eski Anadolu
Türkçesinde canlı olarak yaşayan bir ektir. Bu ek, “-ar” ekini alarak
sağlanılır. Örnek: “yolı-ra” ( yoluna), “daş-ra” ( dışarıya) kimileyin de “-ru”
ekinin kullanımını görmekteyiz. Örnek: “arka-ru” ( arkaya), “kanca-ru” (
nereye)
5.2. İLGİ EKLERİ
Bu
ek, genelde “-un,-nun” ekleri ile sağlanır. Örnek: “ilan-uñ”, “siz-üñ”, “ayı-nuñ,
biz-üm”
6. BÖLÜM
OSMANLI
TÜRKÇESİNDE ( KLASİK DÖNEM) DURUM VE İLGİ EKLERİ
6.1. DURUM
(HAL) EKLERİ
Ad çekim eklerinin imlası da diğer birçok ek gibi
kalıplaşmış ve tek şekildedir ve durum ekleri Türkçenin eski dönemlerini
yansıtacak biçimdedir.
6.1.1. Belirtme ( Yükleme) Durumu: Osmanlı Türkçesinde bu ek, sekiz şekillidir.
“-ı,-i, -u, -ü, -yı, -yi, -yu,
-yü” ekleri olarak kaydedilmiş olup Arap
harfleri ile ى şeklinde yazılırlar.
Örnek: “سوروى” ( sürüyü), şeklinde gelmiş olup günümüz konuşma biçimi ile dile
getirilirler.
6.1.2. Yönelme Durumu:
Bu ekler, “ –a, -e, -ya, -ye” şeklinde gelmiş olup Arap harfleri ile ٥,ىه
şeklinde yazılmaktadır. Örnek: “ىسوروىه” ( sürüye)
6.1.3. Bulunma Durumu:
Bu ek, “-da, -de, -ta, -te” tek şekilli olup “ة, د” Arap alfabesi ile
yazılmıştır. Örnek: “آغاجدة” ( ağaçta)
6.1.4. Çıkma Durumu:
Bu ek, “ –dan, -den, -tan, -ten” şeklinde olup Arap alfabesi ile “دن” şeklinde yazılır. Örnek: اودن ( evden)
6.1.5. Araç Durumu:
Bu ek, “ –la, -le” biçiminde olup Arap alfabesi ile “له” şeklinde yazılır.
Örnek: “لسوروىله” ( sürüyle)
6.2. İLGİ EKLERİ
Bu ek, Osmanlı Türkçesinde, “-ı,
-i, -u, -ü, -sı, -si, -su, -sü” şeklinde olup Arap alfabesi ile س, ى şeklinde
yazılır. Örnek: “ىوردى آنا توركلرك ” ( Türklerin anayurdu)[13]
7. BÖLÜM
TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE DURUM VE İLGİ EKLERİ
Türkiye Türkçesine özellikle dil
devriminden sonraki aşamasına titizlikle bakıldığında, Türkçe, birçok bölgenin
ve yörenin ağızlarından farklılaşma göstermiştir. Konuşma dili ile yazı dili
örtüşmeye yakın bir aşamada olup bölgesel ya da yöresel pek farklılaşma söz
konusu değildir.
7.1. DURUM (
HAL ) EKLERİ
7.1.1. Belirtme
( Yükleme) Durumu: Yöresel birtakım
farklılık dışında, ana çizgi olarak “-ı, -i, -u, -ü” eklerinin geldiğini görmekteyiz.
“Örnek: köy-ü, ev-i” bunun dışında eski Türkçede nasıl ki “-ag” yükleme ekinde
“-g” düşmesi gerçekleşmişse aynı durum Türkiye Türkçesinde de görülmüştür.
Örnek:
Bazı
yörelerde yukarıda belirttiğim durum eklerinin yerini “-a” almıştır, yönelme biçiminde;
“boçulara” ( bohçaları), “dağlara” ( dağları)
7.1.2. Yönelme Durumu: Bu ek, günümüzde
“ –a, -e” şeklinde yazılmaktadır. Örnek: “köy-e, dağ-a” bunun dışında bazı
yörelerde “-da” bulunma ekini görevini de üstlenmektedir. Örnek: “padişahın
kızi odaya” ( odada)
7.1.3. Bulunma Durumu: Bu ek, günümüzde
“-da, -de, -te, -ta” biçiminde yazılmaktadır. Örnek: “çarşı-da, yol-da” bunun
dışında Köktürkçede olduğu gibi bazı batı ağızlarında, çıkma durum eki “–den”in
görevini de üstlenmiştir. Örnek: “ben gidem bu garıda” ( karıdan)
7.1.4. Çıkma Durumu: Bu ek, günümüzde,
“ –den, -dan, -ten, -tan” biçiminde yazılmaktadır. Örnek: “sınav-dan, kent-ten,
orman-dan”
7.1.5. Araç Durumu: Bu ek, günümüzde, “
–la, -le” biçiminde yazılmaktadır. Örnek: “Babam-la, arkadaşım-la”
7.1.6. Eşitlik Durumu: Bu ek de
günümüzde “ –ça, -ce “ ekleri ile yazılmaktadır. Örnek: “Yaş-ça, boy-ca”
7.1.7. Yön Durumu: Bu ek de günümüzde “
e-doğru, a- doğru” biçimlerinde yazılmaktadır. Örnek: “köy-e doğru, aşağı-y-a
doğru”
7.2. İLGİ EKLERİ
İlgi eki genellikle “-n, -nın,
-nun” biçimindedir. Örnek: aş-ıñ, yayla-nıñ, ot-uñ[14]
SONUÇ
Hunların dilinden Türkiye
Türkçesine, ilgi ve durum eklerine kuşbaşı ile bakıldığında, öne birçok unsur
çıkmıştır. Bunların önceliği olarak Hun diline bakıldığında, günümüze yansıyan
birçok sözcük, söz ve tümceyi görmekteyiz, en çok dikkat çeken unsurlarıysa
Köktürkçe ve ondan sonraki Türkçenin dalları ile büyük bir paralelliğinin
varlığı kaydedilmiştir.
Köktürkçe incelendiğinde, ilgi
eklerinin ana yapısının Türkçesinin her evresine ve günümüz diline de yansıdığı
ve bulunma, çıkma durumlarının aynılığı kaydedilmiştir. Uygurcaya bakıldığında,
ilgi eklerinin varlığını koruduğu, çıkma ve bulunma durum eklerinin farklılaştığı
kaydedilmiştir.
Köktürkçenin ve Uygurcanın ana
yapısını ( az biçim değişiklikleri ile) eski Anadolu Türkçesine kadar koruduğu,
Türkçenin ondan sonraki aşamalarında, durum ve ilgi ekleri birtakım biçim
değişiklikleri ile öz varlığını koruduğu kaydedilmiştir.
KAYNAKÇA
BANG,
W. : KÖKTÜRKÇEDEN OSMANLICAYA, Çev.
Tahsin Aktaş, Ankara, Atatürk Kültür,
Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınları: 653, 1996.
Bozkurt,
Fuat: Türklerin Dili, 2. bs.,
Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları; 2335. Yayımlar Dairesi Başkanlığı kültür eserleri
dizisi; 252, 2002.
Develi, Hayati: OSMANLI
TÜRKÇESİ KILAVUZU 1, İstanbul, Kesit Yayınları, 2010.
ERCİLASUN, Ahmet B. : BAŞLANGIÇTAN YİRMİNCİ YÜZYILA TÜRK DİLİ
TARİHİ, Ankara, Akçağ Yayınları, 2004.
Korkmaz,
Zeynep: Türkiye Türkçesinin Temeli OĞUZ
TÜRKÇESİNİN GELİŞİMİ, Ankara, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Türk Dil Kurumu Yayınları; 1065, 2013.
Tanyeri,
Yavuz: Göktürk Yazısı ve Orhun Türkçesi,
İstanbul, Boğaziçi Yayınları, 2011.
Tekin,
Talat, Ölmez, Mehmet: Türk Dilleri Giriş,
Haz. Mehmet Ölmez, 2. bs., İstanbul, Kitap Matbaası, 2003.
Tekin,
Talat: Orhon Türkçesi Grameri, Türk
Dilleri Araştırmaları Dizisi: 9, Haz. Mehmet Ölmez, 2. bs., İstanbul, Kitap
Matbaası, 2003.
Yorumlar
Yorum Gönder